SAMSUN'A GİTMEDEN ÖNCEKİ SON AKŞAM

SAMSUN'A GİTMEDEN ÖNCEKİ SON AKŞAM

19 Mayıs 2018 15:41

Şevket Süreyya Aydemir; Mustafa Kemal’in doğumuna; yani doğum yerine bir başka tarihsel var oluş gerçeğiyle; Kemal Yeri Bölgesini işaret eder. Conk Bayırı ile Kocadere Arası olan yerde; bir tepe; Kemal Yeri…

Gelibolu Savaşı, işgal edenle, işgal edilen; vatanını savunanlarla, karşı duruşa, savaş sanatını katan bir komutanı da dünya sahnesine taşımıştır. Mustafa Kemal’i. Üç gün uyumamış; yorgun düşmüş bedeni, dipdiri zihninin üretimiyle bir genelge yayınlar.

Kendisine gösterilen fedakârlıktan söz eder. Kazanılan başarılardan, alınan vazifenin öneminden! Ve bu güvenin, sevginin farkında olarak onlara; silah arkadaşlarına sunulan veda sözcükleri…

Bir cepheden diğerine giderken ve her tarafta ölümün çürük, keskin kokuları kokarken; yine de saf tepelerin kekik kokusunu duymak isteyen, her daim savaşa saygı duyarken, barışı özleyen bir asalet içerisinde atına biner…

Bir cepheye edilen vedanın gecesi; tarihe geçen ismiyle; Devlet Ülkesinde Devler Savaşı; bir cephede daha kanla, toprağın; sesle sessizliğin buluşma anı yaşanacaktı! Conkbayırı muharebesi böyle, bu algı ve cesaretle başlar.

O geceye düşen notlarda; gecenin kalkan karanlık perdesinden söz edilir. Hücum anının başlama zamanı; bir kamçının havaya kalkışı ve aynı hızla yere inme işaretinin hücuma dönüşen; süngü ve mermilerin insanlık nazarında birbirine kavuştuğu Conkbayırı muharebesi, gövdenin kırmızıya bulandığı, tenin, ten sizliğe koştuğu bir destanın da adıdır…

O geceden geriye kalan sözcükler; her şeyin unutulduğu andır. Ölümün ÖLÜME meydan okuduğu bir zaman… Tam da o tepelere gittiğinizde, bir şafağın vaktine kulağınızı ruhunuzla dayadığınızda o sesleri, birbiri boğazlayan insanların, kavgasından çok muazzam iradesini, inanmış olanla, şaşkın olanın bir tek vücuda dönme türküsünün yakılışını dinlemeniz mümkündür.

Sadece dört saat süren Conkbayırı muharebesi; karşı tarafın ölüm kayıtlarına 20 Bin insanın isimlerinin kazınmasıyla son bulur. Bizim tarafı hiç sormayın! Ölüm; ölümü yenme savaşında, insan sayısının da bir önemi kalmıyor; söz konusu olan; bir avuç vatan parçasının kurtarılma anıysa…

Dört saat süren ve gecenin perdesini aralayan bu büyük muharebeyi, karşı tepeden izleyen İngiliz Binbaşının notları arasında şu sözcükler, eskimeyen bir önemi koruyacak bir şekilde; tarihin en şanlı kayıt defterine not edilmiştir.

“ Ben ömrümde böle bir topçu hazırlığı görmedim. Mermilerin isabetinde ki keskinlik şaşırtacak cinstendi. Türk siperleri paramparça ediliyordu.”,

Ve notunu şöyle bitirir; “ Tepede yine Türkler vardı! Türklerle karşılaştık. Aramızda vahşi bir boğuşma başladı.”

Büyük bir imparatorluğun sonuna gelinse bile; sonun zaferini, başlangıç anı gibi gören, yitik insanların, yepyeni umutları, ümitleri ve yeşertmeye çalıştıkları büzülmüş; gün yüzüne çıkartılmayı bekleyen tohumları vardı.

Bu bitiş anına; “Kanlı bir gölge” gibi bakmak, yanlış anlaşılmıyordu. Biterken bile kazanılan savaş; kazanılırken bile kaybedenlerin tarafında sayılıp, başkenti işgal edilecek; 57 düşman gemisinin İstanbul'u kuşatmasıyla, el birliğiyle işgalin şamatasını başlayacağı zamanlar çok yakındı…

Kanlı gölgenin, büyük imparatorluğu yok edilmek, paylaşılmak üzere; leş yiyicilerinin çekişmeleri başlamıştı. İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar…

Şişli’de son akşam yemeğinde üç arkadaş buluşurlar. Mustafa Kemal, Ali Fuat ve Rauf Bey…

Mustafa Kemal’in Samsun’a gitmeden önce ki son akşam yemeği ve ağzından dökülen sözcükler;

“ Beraber çalışacağız Fuat!” , “ Paşam, benim kolordum daima emrindedir.”

Bu köşenin, bu sözcüklerin yazarı olarak; Şişli’de yenen bu akşam yemeğinin anlamı, tarihsel önemini halen yeterince anlayamamış olmanın derin hüznü içindeyim. Bu anı resmetme yen ressamlar, heykeltıraşlar! Şarkısını, türküsünü bestelemeyen sanatkârlar! Operasını, tiyatrosunu sahnelemeyen yönetmenler!

Ne çok şey var; tarihi, sanatı, felsefeyi ilgilendiren; ne çok önemli an… Bu anlar, o kadar saf ki, seyirci, sahne ve yönetmen beklemek yerine; Anadolu’nun bağrına; belki de insanlığın binlerce yıl yaptığı şeye; sığınmaya, toparlanmaya ve kendine dönüşmeye gitme ve gelme mucizesine gebe kalıyordur…

SAMSUN'A+GİTMEDEN+ÖNCEKİ+SON+AKŞAM
Yorumlar (0)

Son Yazılar

PAŞAKÖY’ÜN JÖNÜ: AZİZ IŞIK

PAŞAKÖY’ÜN JÖNÜ: AZİZ IŞIK

05 Eylül 2022 08:50

Güven SERİN Tüm Yazıları

TARİH YAZMAK KANIMIZDA VAR..

TARİH YAZMAK KANIMIZDA VAR..

26 Ağustos 2022 14:16

Fatih ŞAHİN Tüm Yazıları

Değişimin Adresi…

Değişimin Adresi…

30 Aralık 2020 15:44

Nur KURT Tüm Yazıları

İnadına Sımsıkı Sarılacağız Hayata…

İnadına Sımsıkı Sarılacağız Hayata…

18 Aralık 2020 14:57

Nur KURT Tüm Yazıları

Din Görevlileri ve Cumhuriyet.

Din Görevlileri ve Cumhuriyet.

29 Ekim 2018 13:49

Fatih ŞAHİN Tüm Yazıları

Çok Okunanlar