HEY ÇOCUK! İSTİKLÂL BİR CADDE ADI DEĞİLDİR!
12 Mart 2018 09:03
İstiklal Marşımız, Kurtuluş Savaşımız gibi muhteşemdir. Milletin istikbalini vatan evlatları kanlarıyla, canlarıyla, yürekleriyle, ümitleriyle, İstiklal Marşımızı Milli Şair Mehmet Akif ise engin kültürü, köklü imanı, sağlam kafası, güçlü kalemiyle yazmışlardır.
Tarih tekerrürden ibarettir sözü tarih boyunca hem dillerde, hem de tarihin sayfalarında tekrarlanmıştır. Tam 1200 sene önce Bilge Kağan'ın taşa kazınmış şu sözleri "Ey Türk milleti, üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe senin yurdunu, devletini, düzenini kim bozabilir?" Allah'ın izniyle kimse bozamaz. Tören, devletin ebediyete kadar yaşayacaktır.’’ 1915 ten 1923’lere, dün Güneydoğu da, bugün AFRIN de yankılanır bu söz, tekrarlanır şanlı tarih.
İstiklal Marşımızda aziz milletimizin gururu, öz güveni, Hakka haykırışı, haklarını elde tutabilme gayretinin mücadelesi, hür yaşayabilmek için taşıdığı imanın kaynağı, Yüce Allah'a teslimiyetin duası vardır. İstiklal Marşı, Müslüman Türk milleti için: Devletimiz, milletimiz kıyamete kadar baki olsun duasıdır...
1912’lerden sonra Batı Devletleri gibi bir marşa ihtiyacımız var denilmeye başlanmıştı. Eylül 1920 de Miralay İsmet İNÖNÜ İstiklâl Marşına ihtiyacımız var deyince, resmi süreç başlamış Milli Eğitim Bakanı vazifelendirilmişti.724 şiirin katıldığı yarışmada yazılanlar komisyonu heyecanlandıramamıştı. Para ile Marş yazmam diyen AKİF ikna edilip İstiklal Marşımız yazdırıldı. Nasıl bir ortamda, hangi duygularla ve edebi olarak hangi tekniklerle yazdı milli şair. Gelin bir de onu değerlendirelim…..
Yunan ordularının Anadolu içlerine kadar yayıldığı, Sevr Antlaşmasının imzalandığı, Millî Mücadelenin ve Meclisin en heyecanlı aylarının yaşandığı bir sırada gündeme gelen İstiklal Marşı, Mehmet Akif’in de aynı duyguları yoğun olarak yaşadığı günlerinin mahsulü olmuştur. Hele KORKMA! Diye başlaması başlı başına tahlildir. Onunla ilgili hatıralarda şairin, İstiklal Marşı'nı yazdığı o günlerde Taceddin Dergâhındaki odasında manevi coşkusunun taştığı ifade edilmektedir. Marşın böyle bir atmosferi yansıtmış olduğu, kendisinin de daha sonra bunu Safahat’ına almayarak, “O benim değil milletimindir” demesinden ve hasta yatağında, “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” temennisinden de anlaşılmaktadır.
İstiklâl Marşı, nazım tekniği ve muhteva bakımından herhangi bir milli marş güftesinin çok ilerisinde Türk edebiyatının en güzel lirik-hamasi şiirlerindendir. Son kıtası beş mısra olmak üzere dörder mısralık on kıtadan oluşan ve aruzla yazılan şiirin her kıtasının bütün mısraları tam kafiyelidir ve her kıtanın, temayı oluşturan duygu ile uyumlu ton ve vurguların yer aldığı sağlam bir yapısı vardır. İlk iki kıtada bayrağa hitap eder şair.. O nun milletin varlığıyla beraber kıyamete kadar istiklalini müjdeler. Şair üçüncü ve dördüncü kıtalarda Türk milleti adına konuşarak, ebedi hürriyet aşkı ve iman ile Batılılar’ın maddi güçlerine direneceğini söylemektedir. Türk askerine hitap eden beşinci ve altıncı kıtalar, üstünde yaşadığımız yerlerin alelade bir toprak değil vatan olduğunu, onların düşmana çiğnetilmemesi gerektiğini telkin eder. Yedinci ve sekizinci kıtalarda şair sevilen pek çok şey kaybedilse bile vatanın kaybedilmemesi ve ezan seslerinin kesilmemesi duasını eder. Dokuzuncu kıtada bu duası kabul edildiği takdirde kendi ruhunun da rahata ereceğini söyler. Nihayet son kıtada yine bayrağa dönerek ona ve milletine ebediyen çöküş olmayacağını, hürriyetin ve istiklalin ebediyyen onun hakkı olduğu müjdesini tekrar eder. Tam bir bütünlük gösteren şiirde mecaz ve semboller de ifadeyi zenginleştirmiştir.
Milletin iradesine ve Allah’ın müminlere vaad ettiği zaferin er geç gerçekleşeceğine inanan Mehmed Akif’in şiirindeki özelliklerden biri de milli ve ulvi değerlerle dini motifleri dengeli bir şekilde kıtalara yerleştirmesidir. Bayrak, hilal, yıldız, hak, hürriyet, istiklal, yurt, millet, ırk, vatan, kahramanlık gibi milli kavramlarla iman, şehadet, helal, cennet, huda, ezan, mabed, vecd gibi dinî motifler birbiriyle uyum halinde zengin bir söz tekniği kullanılmış, böylece Millî Mücadele’yi gerçekleştiren halkın ruhunda mevcut iki önemli kavram İstiklal Marşı’nın da iki temel esasını oluşturmuştur. VATAN ve İMAN…
Bugün Güneydoğu da ve Afrinde, kısaca ihanetin olduğu her yer de İstiklal Marşında ki Vatan aşkıyla, İman dolu yüreklerle görev yapan asker ve polis tüm yiğitlerimize selam olsun.M.Akif ERSOY’un ruhu şad olsun. Selam ve dua ile... Twitter ve Instagram takip: @ipsalafatihi
HEY+ÇOCUK!+İSTİKLÂL+BİR+CADDE+ADI+DEĞİLDİR!