KURAN'I OKUMAK, ANLAMAK VE YAŞAMAK
Kur’an, İnsanlığın içine düştüğü cehaletin tahammül edilemez dereceye ulaştığı bir dönemde İnsanlığı nura kavuşturacak bir hayat rehberi olarak Oku! emriyle inmeye başlamıştır. Kur’an; Oku! Emrinin muhatapları tarafından okunmaya, anlaşılmaya ve yaşanmaya başlanmış, cahili anlayış ve hayat tarzının yüreklerde oluşturduğu kir ve pası engin mesajlarıyla temizlemiştir.
Bu içerik 19 Haziran 2017 13:36 tarihinde eklendi ve 59.464 kez okundu
Biz insanı yarattık ve onu deneyeceğiz. Buyuran rabbimiz, yarattığı insan için imtihan alanı olarak dünyayı seçmiştir. Ancak insanı dünyada kendi haline bırakmamış, insanın dünya ve ahiret hayatına yön verecek, onun yolunu, yönünü aydınlatıp ona yardımcı olacak rehber ve kılavuzlar göndermiştir. Kur’an-ı Kerim, Allah tarafından insanlık için gönderilmiş son uyarı ve son çağrının adıdır. Kur’an, âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimizin elinde, insanlığı karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için indirilen Bir ışık, inananlar için rehber, Akif’in ifadesiyle beşerin derdine dermandır.
Allahü Teala insanı yarattığını, ona Kur’an’ı ve beyanı öğrettiğini ifade ederken, insanın yaratılışının Kur’an’ı öğrenmek ve anlamakla ne kadar iç içe olduğunu ve Kur’an’ın, hayatın tamamını kuşatan, insanların gönlünü ve ufkunu aydınlatan bir ışık ve nur olduğunu ortaya koymaktadır.
Kur’an, İnsanlığın içine düştüğü cehaletin tahammül edilemez dereceye ulaştığı bir dönemde İnsanlığı nura kavuşturacak bir hayat rehberi olarak Oku! emriyle inmeye başlamıştır. Kur’an; Oku! Emrinin muhatapları tarafından okunmaya, anlaşılmaya ve yaşanmaya başlanmış, cahili anlayış ve hayat tarzının yüreklerde oluşturduğu kir ve pası engin mesajlarıyla temizlemiştir.
Bizler Kur’an-ı Kerimi anlamak ve hayatımıza aktarmak için yine Kur’an’ın ilk muhatabına bakmak durumundayız. Yani peygamberimize… Onun hayatı Muhammed İKBAL’in ifadesiyle; Kur'an bir insan suretinde indirilecek olsaydı, bu ancak Hz. Muhammed olurdu. Dedirtecek kadar Kur’an’la hemhal olmuş bir hayattır. Her Müslüman hayatı boyunca Kur’an’la ilgili ve irtibatlı olmak durumundadır. Bu ise; ancak onu okumak, anlamak ve yaşamakla mümkün olacaktır. Onun için bu konudaki azim ve gayretimizi her zaman canlı ve zinde tutmak; ayrıca bunu sadece kendimizle sınırlamamak ve başkalarının da Kur’an’ın nurundan faydalanmasına vesile olmak adına her birimiz birer gönül eri olarak çalışmak durumundayız.
Özellikle çocuklarımızın Kur’an eğitimini zamanında almaları, yarınlarımızı kendilerine emanet edeceğimiz yavrularımızın gözlerinin, gönüllerinin ve zihinlerinin Kur’an nuruyla aydınlanması; ülkesini, milletini seven bilinçli, ahlaklı ve erdemli birer insan olarak yetişmeleri anne-babalar başta olmak üzere hepimizin sorumluluğu olmalıdır. Çünkü çocuklarımız için bırakacağımız en büyük miras bu olacaktır. Kur’an; İnandım demekle sorumluluktan kurtulamayacağımızı beyan ederken birçok ayet-i kerime de ise, iman ve ameli peş peşe zikrederek Kuran’ın hayata aktarılmasını ve kurtuluş için inancın harekete dönüşmesini istemektedir.
O zaman bizim yaşantımızda Kur’an’ın yeri neresidir, Kuran ile irtibatımız nasıldır? Bunun cevabını dava adamı Mehmet AKİF’ şöyle ifade ediyor. Ya açar bakarız nazm-ı celilin yaprağına, yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına...! İnmemiştir hele Kur'an bunu hakkıyla bilin! Ne mezarlıkta okunmak ne de fal bakmak için!
Son sözümüz şu olsun…
Kur’an’ı okumayan onu terk etmiştir. Kur’an’ı okuduğu halde anlamını düşünmeyen onu terk etmiştir. Kur’an’ı okuyup anlamını düşünse de muhtevası ile amel etmeyen onu yine terk etmiştir.
Yaz Kur an kursuna çocuklarınızı bekliyoruz.12 Haziranda başlıyoruz bütün camilerde. Âmâ siz Gökçetepe Camiini tercih edin bence. Selam ve Dua ile