Adnan Akıncıoğlu, “Etin yerini Mantar Alabilir”
Keşanlı genç işadamlarından Adnan Akıncıoğlu geçtiğimiz günlerde, mantar üretimi ve Keşan ekonomisi ile önemli açıklamalarda bulundu.Erdoğan Demir’in sorularını cevaplandıran Akıncıoğlu, genç çiftçileri mantar üretimine katılmaya davet ederek, ayrıca esnafları ve işadamlarını da Maliyet Muhasebesi’ni çok iyi yapmaları konusunda uyardı.
İşte Akıncıoğlu’nun Demir’e yaptığı açıklamalar
Mantar Üretimi
6-7 yıllık ARGE çalışmalarımız sonucu , yurt içi ve yurt dışında yaptığımız çalışmalar sonucunda , bölgemizde en çok tüketilen beyaz şapkalı kültür mantarının olduğunu tespit ettik.
Şimdi şöyle bir durum var. Bizlerde Karahisar Köyü’nde Rıdvan Küçük kardeşimle kurduğumuz bir tesis var burada İstiridye Mantarı üretimi yapıyoruz. 1.veya 2.Dünya Savaşı sırasında Almanlar ordusunu doyurmak için protein değeri yüksek olan bu mantarı seri üretime geçiyorlar. Normalde kravat mantar olarak bilinen bir mantardır. Protein değeri kırmızı ete çok yakındır. Kan basıncının vücutta ayarlaması, kan basıncının dışında kolestrole iyi gelmesi, kansızlığa iyi gelmesi bilinmekte olup, birçok kanser ilacında da istiridye mantarı kullanılmaktadır. Bölgesel olarak tüketim her geçen gün artmaktadır. Yaklaşık olarak 2.5 ay önce başladığımız bu iş hikayemizde iki ay içersinde 3 ton üretimimiz oldu. Yeni tesisimizi de bitirdiğimiz de 60 günde 10 ton üretimde bulunacağız. Yıllardır ticaretin içinde olduğumuz için bu tarz şeyleri takip ediyoruz. Yeni iştiraklere de açığız.
Pazarlamasında en ufak bir sıkıntı yok.
Mal şu an yok satıyor. Şöyle istatistik bir cevap vereyim ben size. Bazı izinler Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı iznine tabi. Mantarın Türkiye’de merkezi Antalya Korkuteli’dir. Türkiye’de maalesef sürekli kültür mantarı adı altında yetişen mantarlar kayıt altına alınmış. İstiridye Mantarı Kültür mantarı olarak değil, hepsi tek olarak alınmış. Ülkede yetiştirilen mantarların büyük bir bölümü Marmara Bölgesi’nde tüketiliyor. Yüzde 40’ı Marmara Bölgesi’nde tüketiliyor. Bizim bulunduğumuz bölgenin de İstanbul’a yakın olmasından dolayı İstanbul’da ciddi bir pazar var. Hatta şu an İstanbul’a mal yollayamaz olduk. Keşan, Çanakkale, Çorlu bölgesinden manav ya da kabzımallar ciddi taleplerde bulunuyorlar. Pazarla ilgili bir sorun yok. Her geçen gün de insanların mantarı bilmesi, özelliği ve vücuda faydasını da bildikçe tüketimin daha çok artacağını düşünüyorum. Biliyorsunuz ki et fiyatlarının pahalanması, insanların da belli oranlarda protein tüketme ihtiyacı vardır. Damak tadı olarak etin yerini almaz ama denemenizi tavsiye ederim. Damak tadı olarak da çok iyi bir mantar. Sağlık açısından da çok iyi. Benim tavsiyem çiftçi arkadaşlar eski ahırları varsa hayvanları yoksa bunları tesise dönüştürüp mantar üretimine geçebilirler. Bizimle beraber bölgemizde 7-8 tane mantar üretim tesisi var. Yenikarpuzlu’da 1 arkadaşımız, Barağı da 1 arkadaşımız var. Ayrıca daha henüz tanışmadığımız mantar üreticisi arkadaşlarımız var. Hepsi de halinden memnun kimse de ben malımı satamadım demiyor.
Trakyalı Araştırmıyor Kollektif İş Yapmaktan Kaçınıyo
Trakya’nın kronik sorunudur. Ben de Trakya’nın yerlisi olarak şunu söylemek istiyorum. Dedemin dedesi de Keşanlıdır. Bölgede diğer üretici arkadaşlarla sohbet ettiğimizde kimse ben malımı satamadım demiyor. Üretimle ilgili kimse açıp kitapta okumuyor, araştırmıyor. Bu işi yapanlara da danışmıyor. Bölgesel olarak şöyle bir sorunumuz var. Kollektif olarak iş yapmaktan hep kaçıyoruz. Kimse kusura bakmasın beni yanlı da anlamasınlar. Artık laf değil icraat yapma zamanı. Genç çiftçi arkadaşlara da şunu söyleyeyim. Kullanmadıkları hayvan bakmadıkları ahırları montolama yapıp gerekli tesisi kurup üretim faaliyetine katılabilirler. Ülkede üretimin yükselmesini istiyorsak ülkede milliyetçiysek lafta milliyetçilik olmasın arkadaşlarımızı da mantar üretmeye davet ediyorum. Pazar olarak önü açık bir iş, kesinlikle tavsiye ederim. Ancak şöyle bir durum var. Trakya’daki arkadaşla , araştırmaktan kaçınıyor, yeni iş yapmaktan kaçınıyor. Ama o öyle yapmış bu böyle yapmış ben de bunu yapacağım diyor. Bir an önce icraata geçmeleri gerektiğine inanıyorum. Tarım sektörüne belki çiftçi torunuyum. Benim çiftçilikle uzaktan yakından alakam yok. 12-13 yıldır bilişim sektöründe faaliyet göstermekteyim. Az çok insanlar bizi tanır. Bilişim sektöründe baktık ki sistem internetten satışa döndü. İnternetten nasıl mal satarız derken kargo acenteliği aldık. Bölgesel olarak kargo acentesi olduk. İnternetten satacağımız malı kendi kargomuzdan satıyoruz. Kargo da daha Türkiye de altın çağını yaşamadı. Kargo altın çağına gittiği için kargo acentesi işine girdik. Derken mantar ekmeye de başladık.Arkadaşlara tavsiyem kontrol altına alabilecekleri işleri yapsınlar. Yeni iş yapmaktan kaçınmasınlar. Araştırmaktan, Pazar arayışından, ürün arayışından vazgeçmesinler. Çünkü yapılacak o kadar çok iş var ki ; benim tavsiyem boş durmaktansa araştırmaya araştırdıktan sonra da hayata geçirmeye çalışsınlar.
Keşan ın ekonomisi
Gençliğimizin konusuna gelince 30 yaşın üstü bilmiyorum genç sayılıyor mu ya da 40’a kadar mı genç sayılıyor. Biz artık 30’u doldurduk. Ticaretimize devam ediyoruz. Yaklaşık 12-13 yıldır da ticari geçmişimiz var. Aileden dededen dolayı esnafız. Dedemle babamın mesleğini devam ettirmedim gerçi ama , şöyle bir durum var. Büyük şehirlerde veya yurt içinde yurt dışında mağazaları, dükkanları, ofisleri geziyorum. İnsanlar işine yatırım yapıyor. Bizim bölgemizde insanlar giyimine kuşamına yatırım yapmalı mı evet yapmalı. İnsanlar altındaki arabaya, evine yatırım yapıyor. Benim tavsiyem ekonomi olarak güçlü olmak istiyorsak işlerimizle ilgili ARGE çalışması yapalım. ARGE çalışmasının dışında altımızdaki arabayı ticaretle bir şekilde yenileriz ama 3-5 sene sonra yenileyelim. İşimizi daha kolektif hale getirelim.İşimize yatırım yapalım. Ben bakıyorum yaşıtlarıma ya da arkadaşlarıma bu imrenme ya da kıskanma konusu değil. Ticaretimize yaptığımız yatırım her gün bize gelir olarak dönebilir ama , ticaretimizin dışına çıkardığımız gayrimenkul yatırımı, özel araç yatırımı ya da lüks tüketimler bize eksi olarak gelebilir. Çünkü 100 yılını doldurmamış bir ülkeyiz. Ülkemizde sermaye birikimi yok, çünkü genç bir ülkeyiz. Belki 1000 yıldır bu topraklardayız ama Türkiye Cumhuriyeti çok genç , hala ülkemizde Cumhuriyetimizden yaşlı insanlar var. Benim tavsiyem evet gençken giymek lazım, bir daha mı geleceğim bu dünyaya gibi sözler kesinlikle ticaret adamının sözleri olmamalı. Müslüman kardeşlerimiz genç kardeşlerimiz her şeyin en iyisine binmeli. Ama önce ticaretinde büyüyüp, ticarette doyum noktasına geldikten sonra diğer işleri yapmalı. Bölgede veya Türkiye deki en büyük sorun , üniversitelerde Maliyet Muhasebesi dersi vardır bir çok kişi de bu dersten kalır. Çok zor bir ders olarak gözükür. Bence Maliyet Muhasebesi dersini belki ilkokul çok ağır olur ama Ortaokul da başlamak lazım. Maliyet Muhasebesini yapmayan esnaflar belli bir süre ciddi bir borç ciddi bir kredi yüklenmesi ve sıkıntılı hallere düşüyorlar. Maliyet Muhasebesine çok önem verilmeli. 3-5 yıl önce insanlara hep kurumsallık türküsü çaldılar, insanlara hep ödeyemeyecekleri kiraların altına, yapamayacakları işlerin altına sokup, insanların dengesini bozdular. Yok kurumsallaşıyoruz. Yok akredite oluyoruz derken insanları gereksiz borçlandırdılar. Gereksiz yatırım yaptırdılar. Bence işadamları şöyle yapmalı, para kazandıktan sonra işlerine yönetici almak yerine kendi işinin yöneticisi olmalı, işinden kopmamalı. Kendi adına aldığı personele 5-6 bin TL verse aynı işi kendisi gibi yaptıramaz. Çünkü kazanabileceğimiz para belli, Keşan’da yapabileceğimiz iş oranı belli. Artık bölgesel olarak düşünmek çok ufak kalır. İnternet ağıyla dünya küçüldü. Kargolarla ulaşım kolaylaştı. İnternetten satışa önem vermeliyiz. Araştırmaya önem vermeli. İşe yatırıma önem vermelidirler.
trakya+gazetesi ipsala trakyagazetesi trakya+haberleri ipsala+haber ipsala+haberleri ipsala+gazeteleri