Sonsuza Kadar CUMHURİYET!
Paylaş
Tweetle
Paylaş

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 94. yıldönümü kutlamaları, Türkiye genelinde olduğu gibi İpsala’da da coşku içinde gerçekleştirildi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 94. yıldönümü kutlamaları, Cumartesi günü Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenk sunulması ile başladı.

 Cumhuriyet Meydanındaki Atatürk Anıtı’na çelenk konulması, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan; Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun 94. yıl dönümü kutlamalarına dün de büyük bir coşku içinde devam edildi.

KAYMAKAM ALİ UYSAL KUTLAMALARI KABUL ETTİ.

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun 94. yıl dönümü kutlamalarına dün saat 10.30’da İpsala Kaymakamı Ali Uysal’ın kutlamaları makamında kabul etmesiyle başladı.

KUTLAMALARA CUMHURİYET MEYDANINDA DEVAM EDİLDİ.

Törenler saat 11.00’de  İpsala Kaymakamı Ali Uysal, Garnizon Komutanı Vekili P.Binbaşı Mustafa Kocatürk  ve Belediye Başkanı Mehmet Kerman tarafından törene katılanlar ve halkın bayramını kutlamaları ile başladı.


Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra günün anlam önemini belirten konuşma  İpsala Kaymakamı Ali Uysal tarafından yapıldı.

 Konuşmasına bugünün kendisi için çok ayrı bir yerinin daha olduğunu ifade ederek başlayan Uysal en son Cumhuriyet Bayramı konuşmasını 2010 yılında Ardahan Göle Kaymakamlığı görevini yürüttüğü sırada yaptığını, buradaki görevinden sonra Vali Yardımcılığı görevlerinde bulunduğu için 2010 yılından sonra ilk defa bugün İpsala’da Cumhuriyet Bayramı konuşması gerçekleştirdiği için  hiçbir zaman olmadığı kadar çok heyecanlı ve çok mutlu olduğunu belirtti.

BİRÇOK CEPHEDE EN AZ BİR MİLYON ANADOLU İNSANI ŞEHİT OLDU

94 yıl önce bugün Türkiye Cumhuriyetinin Kuruluşunun ilan edildiğini ifade ederek konuşmasını sürdüren İpsala Kaymakamı Ali Uysal, “Belki bir insan hayatı için çok uzun sayılabilecek bu zaman aslında devletler için çok uzun değildir. Bizler Cumhuriyet Bayramını ne için kutluyoruz? Cumhuriyet ne demek? Cumhuriyet Türk toplumuna ne getirdi, ne götürdü? Cumhuriyetin ilan edildiği yılları gözünüzde canlandırmanızı istiyorum. 1923 yılından önceki 10 yılı kısaca bir hatırlarsak, hemen yanıbaşımızdaki Meriç’in diğer tarafı, Yunanistan ve Bulgaristan toprakları yaklaşık 500 yıl boyunca Türk topraklarıydı. Bu topraklar Balkan Savaşlarını yaşadı. Balkan felaketinin ardından 1914-1918 yılları arasında 4 yıl süren bir dünya savaşı yaşadık. Birçok cephede en az bir milyon Anadolu insanı şehit oldu. Kalanların da neredeyse yarısı sakat kaldı, gazi oldu.

ANADOLU PARSEL PARSEL İŞGAL EDİLMEYE BAŞLANDI

Sadece Hereke’de birkaç dokuma fabrikası olan, toplu iğne bile üretemeyen bir toplum. Birinci dünya savaşından sonra Çanakkale ve Kut-ül Amare gibi zaferlere rağmen savaşın sonunda yenik olarak çıktık. Asıl felaket, Mondros Mütarekesi imzalandığı gün Osmanlı Devleti fiilen sona erdi ve Anadolu parsel parsel işgal edilmeye başlandı. İzmir’den, Antep’ten, Urfa’dan, İstanbul dahil payitaht işgal edildi.

Hepimizin bildiği gibi Mustafa Kemal Atatürk 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak bir ulusal Kurtuluş Savaşı başlattı. O günün şartlarında bir ilden bir ile gitmek iki gün alıyordu. Amasya, Erzurum, Sivas ve en son Ankara’da biliyorsunuz meclisimizi açtık. Ve bu ulusal meclis, Türkiye’nin her tarafından gelen gerçek kahramanlarla tarihte ilk kez emperyalizme karşı bir savaş verdi. Türk milletinin öncülüğünde, İnönü’de, 2. İnönü’de, Sakarya’da ve en son Türk milletinin 2. Ergenekon’u olan Kütahya Dumlupınar’da, Alparslan’ın Malazgirt’e girdiği tarihte yani 26 Ağustos 1922’de yaklaşık 900 yıl sonra Atatürk’ün öncülüğünde Türk Milleti Büyük Taarruz’u başlattı ve emperyalizmin temsilcileri Yunan kuvvetlerini 9 Eylül’de İzmir’de denize döktük.

“AVRUPA’NIN; FAŞİZMİN ALTINDA İNLEDİĞİ YILLARDA, BU CUMHURİYET KARABÜK’TE FABRİKA KURDU”

Biz Kurtuluş Savaşını başlattık ve Cumhuriyeti ilan ettik. Fakat Büyük Önder Atatürk’ün dediği gibi, asıl savaş o tarihten sonra başladı. Asıl savaş; Cumhuriyetin ilanından sonra, karanlığa karşı verilen aydınlığın savaşıydı. Asıl savaş eğitim savaşıydı. Asıl savaş ekonomik savaştı, sosyolojik savaştı. Her yönden geri kalmış toplumu yukarıya kaldırma savaşıydı. Sanayi savaşıydı, yerel yönetimler savaşıydı ve Türkiye, Cumhuriyetle birlikte Halk evleri ile toplumunu eğitmeye çalıştı. Her alanda eğitim ve sanayi devrimi başladı. Özellikle 1930’lu yıllarda tarihte görülmemiş bir sanayi hamlesi yapıldı. Avrupa’nın; faşizmin altında inlediği yıllarda, bu Cumhuriyet Karabük’te fabrika kurdu. Nazilli’de Avrupa’nın en büyük dokuma fabrikasını açtı ve Anadolu’nun her tarafında daha yüzlerce fabrika açıldı. Cumhuriyet bu ülkede çok büyük bir kalkınma hamlesi başlattı. Fakat maalesef daha sonra Atatürk ve Atatürkçülük adına bu ülkede bir sömürü başladı.

MAALESEF BÜTÜN DARBELER ATATÜRK VE ATATÜRKÇÜLÜK ADINA YAPILDI

Cumhuriyet birçok badireler atlattı. 1960 darbesi, 1971, 1980 ve 1996’daki postmodern darbe ile birlikte maalesef bütün darbeler Atatürk ve Atatürkçülük adına yapıldı. Bu toplumun önü kesildi. Hepimizin bildiği gibi, tarihte sömürülen bir Atatürk vardı. Maalesef Türk toplumunda sömüren, Cumhuriyet ve Atatürkçülük adına sömüren, askeri ve bürokratik bir elit ortaya çıkmıştı. Çok şükür ki birkaç on yılda toplumun kendine güveni geldi. En alt kesimdeki bir toplum bireyi bile artık devlet dairesine girerken kendine özgüvenli bir şekilde her yerde kendisini ifade etmeye başladı fakat bu sefer de son 20 yılda gördüğümüz gibi ve 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsünde maalesef üzücü olarak yaşadığımız gibi din adına bir sömürü yaşadı bu Cumhuriyet.

Fakat bugün şunu görüyoruz, Cumhuriyet 94 yılda, gerek Atatürk adına, gerek kutsal dinimiz adına birçok sömürü, darbe girişimi ve darbeler yaşadı. Çok acılar çekti fakat bugün çok ümitli ve mutluyuz. Bizi güzel günler bekliyor. Bu güzel günler hep beraber omuz omuza vererek ve eğitimci arkadaşlarımızın omuzlarında yükselecektir. Büyük lider Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi; “Cumhuriyet, fikri hür, vicdanı hür nesiller ister.” Burada söylenmek istenen, kendine güvenen birey oluşmuş kişileri hiçbir sistem sömüremez.” Şeklinde konuştu.

İpsala Kaymakamı Ali Uysal’ın konuşmasından sonra öğrencilerin okuduğu şiirler vatandaşlar tarafından alkışlarla karşılandı.29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle okullarda düzenlenen yarışmalarda dereceye giren öğrencilere ödülleri İpsala Kaymakamı Ali Uysal, Garnizon Komutanı Vekili P.Binbaşı Mustafa Kocatürk  ve Belediye Başkanı Mehmet Kerman tarafından verildi.

Halkoyunları gösterileri ile devam eden törenlerde İpsala Kaymakamı Ali Uysal’ın kızı İnci Uysal’ın okuduğu şiir izleyenlerin gözyaşlarını tutamamalarına neden oldu.

Tören geçişi ile sonra eren kutlamalara vatandaşlar yoğun ilgi gösterdiler.

 

 

 

 

 

 

trakya+gazetesi ipsala trakyagazetesi trakya+haberleri ipsala+haber ipsala+haberleri ipsala+gazeteleri Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET! Sonsuza Kadar CUMHURİYET!
Yorumlar (0)

Çok Okunanlar