Ecowind Enerji A.Ş. tarafından İpsala ilçesine bağlı Korucuve Hacıköy’e yapılması planlanan depolamalı Güneş Enerji Santrali ile ilgili 13 Eylül Çarşamba günü, her 2 köyde de, ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi’ (ÇED) toplantısı gerçekleştirildi.
Söz konusu toplantılar, Edirne Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdür Yardımcısı Murat Bilgin Bilici başkanlığında her 2 köye ait köy kahvehanelerinde gerçekleşirken, ÇED toplantılarına ayrıca ÇED ve Çevre İzinleri Şube Müdürü Sezen Dursun, Ecowind şirket temsilcileri Neslihan Telli, Tugay Geçgel, Hacıköy Muhtarı Cevdet Kurt, Korucu Köyü Muhtarı Oruç İzzet Sezer, CHP İpsala İlçe Başkanı Mıstık Ak, Yerel Yönetimlerden Sorumlu İpsala İlçe Başkan Yardımcısı Gazeteci Orçun Oğuz, Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu İpsala İlçe Başkan Yardımcısı Av. Fulya Gürsu, İpsala Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Darcan, TEMA İpsala Temsilcisi Figen Bozkurt, eski Hacı Beldesi Belediye Başkanı Cevdet Karagöz, önceki dönem İpsala Belediye Başkanı ve İpsala Toplumsal Kalkınma ve Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Karagöz, önceki dönem CHP İpsala İlçe Başkanı Cenan Tetik ve çok sayıda vatandaş katıldı.
İlk toplantının gerçekleştiği Hacıköy’de, köy halkı adına söz alan Köy Muhtarı Cevdet Kurt, “Köy halkı olarak meralarımızı kaybetmek istemiyoruz. Biz bu projeleri tesadüfen öğrendik. Köy halkından çoğu arkadaşımız, güneş enerji santralini sosyal medya gibi mecralardan öğrendi. Hacıköy halkı olarak 1.sınıf tarım arazilerimizi ve meralarımızı kaybetmek istemiyoruz. Biz güneş enerji santraline karşı değiliz. Biz meramıza kurulacak güneş enerji santraline karşıyız. Biz üretmek istiyoruz. Dünya zaten pandemi ile birlikte büyük bir gıda krizinin eşiğine geldi. Bizi dinlediğiniz için teşekkür ederiz” diyerek, sözlerini noktaladı.
HacıköyMuhtarı’nın ardından konuşan Korucu Köy Muhtarı Oruç İzzet Sezer de, Kurt’un ifadelerine benzer görüşler aktararak, şunları ifade etti, “Korucu köy adına durum daha da vahim görünüyor. Çünkü planlanan proje kapsamındahem mera vasfındaki arazimizi kaybediyoruz hem de yapılması planlanan barajımız iptal olacak gibi görünüyor. Bu nedenle projeye karşı olduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Biz güneş enerjisine ve yenilenebilir enerjiye karşı değiliz. Sadece meramızı kaybetmek istemiyoruz. Ayrıca yaklaşık 30 yıldır beklediğimiz Korucu köy barajı projesinin iptal olmasını istemiyoruz.”
Toplantıda, Cumhuriyet Halk Partisi İpsala İlçe Başkanlığı adına söz alan Yerel Yönetimlerden Sorumlu İpsala İlçe Başkan Yardımcısı Orçun Oğuz ise ÇED toplantısına katılan firma temsilcilerine şu soruları yöneltti, “Tesiste kullanılan malzeme ekipman ve panellerde “yerli malı” tedarik zorunluluğu var mıdır? Yok ise ülke içinde hibe ve fonlarda getirilen yerli malı ürün kullanma zorunluluğu niçin enerji lisans aşamasında ilgili firmalardan talep edilmemiştir?
Bu büyüklükteki GES tesislerinden kaynaklı “parlama ve kamaşmanın yerel halka, çevrede bulunabilecek konutlara ve karayoluna etkileri olabilmektedir.” Kaldı ki tesisin devasalığı göz önüne alındığında Milli Göl ve kuş göç yolu üzerinde konumlanacak tesisler doğayı tahrip etmekle kalmayacak, yarınlarımızı tehlikeye atacaktır. Kuş göç yolları ve doğa tahribatının olmadığına dair bir raporun halka sunulmasını arz ederiz.
Geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlayan bölge halkının, projeden kaynaklanabilecek solar yansıma etkisiyle civar yerleşim merkezlerine ve karayolunda seyir halindeki araçlara olumsuz etkisiyle ön görülmeyen tahribatlarının sorumlusu kim olacaktır?
Devasa tesislerin vereceği min. etki süresi 20 yıl olup; depolanan enerjinin mahsuplaşmasının yanı sıra İpsala Belediyesi ve civar köylerin yol, sokak aydınlatma ve muhtarlık, belediye hizmet binaları vb. Enerji giderlerinin karşılanması düşünülmekte midir?
Devasa alanlarda yapılacak olan GES ve Res projeleri ile bölgede hayvan otlatmaya mera kalmayacaktır. Bu konuda alınmış bir önlem var mıdır? Yoksa köylülerin tarlalarını hayvanlarını satıp hayvancılığın ve tarımın bitme noktasına gelmesi mi amaçlanmaktadır?
Bu denli büyük projeler için sadece İpsala belediyesinden alınmış mera yazısının yeterliliği bulunmamakla birlikte, paydaş tüm kurumlardan alınacak detaylı görüşler neticesinde halkın katılım toplantısının yinelenmesi zaruridir.
Bölge yer altı doğal zenginlikleri olan bir bölge olup, madenlerin kullanım hakkı da ilgili firmaların tasarrufunda mı olacaktır? Valiliğin ve Hükümetin bu konuda bir çalışması, yaptırımı olacak mıdır?”
Toplantı, Oğuz’un konuşmasının ardından köy halkından gelen sorular ve şirket temsilcilerinin yanıtlarıyla son buldu.